11 Şubat 2013 Pazartesi

Özel gereksinimli çocukların ailelerine ve uzmanlara öneriler



Uzmanlar için öneriler
Ø      Her zaman engeli olan bireye ve ailesine karşı saygılı olun
Ø    Müdahale planı yaparken ailenin kültürel, etnik ve ırksal özgeçmişini göz önünde bulundurun.
Ø      Müdahale programlarınızın prensipleri ve taşıdığı değerler hakkında açık olun
Ø      Aile bireylerinin anlayabileceği bir dil kullanın ve terimler kullanmaktan kaçının
Ø   Sizin ve bağlı bulunduğunuz yerin ne yapıp ne yapamayacağı konusunda aileye karşı dürüst olun
Ø      Ailelerden ve engeli olan bireylerden bir şeyler öğrenmeye açık olun
Ø      Aile bireyleri ile karşılıklı saygıya dayanan iş ilişkileri geliştirin
Ø      Özel hayat ve özel hayatın gizliliğine saygı duyun
Ø      Aileleri engeli olan bireylere göre stereotipikleştirmeyin, onları birey olarak değerlendirin
Ø Aileleri suçlamayın ya da onların suçlu hissetmesine neden olabilecek herhangi bir şey söylemeyin
Ø      Hatalarınızı kabul etmeye istekli olun

Aileler için öneriler
Ø      Her zaman uzmana karşı saygılı olun
Ø   Diğerlerini kendi kültürünüz, etnik kimliğiniz, inançlarınız ve uygulamalarınız konusunda bilgilendirin
Ø    Uzmanların bütün ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek mucize yaratan kimseler olmadıklarını hatırlayın
Ø      Yapabilecekleriniz ve sınırlılıklarınız konusunda dürüst olun
Ø      Neye değer verdiğinizi ve ne istediğinizi belirleyin
Ø      Nerede iş birliği yapmaya istekli olduğunuzu belirleyin
Ø      İhtiyaçlarınızı karşılayabilmeleri için uzmanlar ile bilgilerinizi paylaşın
Ø      Uzmanlardan bir şeyler öğrenmeye istekli olun
Ø      Hatalarınızı kabul etmeye istekli olun
 (alıntı, Hornby, 1994)

Otizmde Zihin Kuramı


     Zihin kuramı, temel olarak diğerlerinin de zihinleri olduğunu bilme ve bu zihinleri anlayabilme becerisidir.Zihin kuramı sosyal yaşam ile yakından ilişkilidir. Empati kurma, duyguları anlama, şakaları ve kandırmacaları anlama, karşımızdaki insanın istek ve inançlarını bilme ve anlama gibi geniş bir alanda kendini göstermektedir. İnsanın diğer insanların da bir bilişleri olduğunu anlayamadan onlarla tam ve işlevli bir etkileşime girmesi mümkün değildir. İnsan yaşamın birçok anında zihin kuramını kullanır veya ondan faydalanır. Günlük hayatta zihin kuramı kullanımı ve eksikliğinde oluşabilecek sorunlar aşağıda ayrıntılı biçimde, kısa örnekler ile anlatılmaktadır. Bununla birlikte zihin kuramının deneyim ve çalışma ile de geliştirilebildiği öne sürülmektedir. Buna göre; insanlar çevrelerine dikkatli gözlerle baktıklarında insanların aklından geçenleri okumakta daha başarılı hale gelebilirler. Paralel olarak, korkutucu ya da endişe verici durumlarda olduğu gibi, dikkatin dağınık olduğu zamanlarda diğer insanların düşüncelerini anlamak, iğneleme ve alayı fark etmek ve verilen sosyal mesajları alabilmek gibi zihin kuramı gerektiren becerilerde zorluklar yaşayabilirler.
Zihin kuramı normal gelişim gösteren bireylerde kendiliğinden gelişmektedir. Yaşamın ilk aylarından itibaren zihin kuramının öncülleri ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bebeklerdeki bu davranışlar aynı zamanda iletişim ve sosyal davranışlara da öncüllük etmektedirler. Bu sayede bebekler çevreleri ile daha fazla ilişki kurabilmektedirler. 
Normal Gelişimde Zihin Kuramı:
Normal gelişim gösteren çocuklar
a)8 ile 12 ay arasında yüz taklit etmeye başlarlar 
b)12 ay civarında ortak dikkat kurmaya başlarlar;çocuk gördüğü bir nesneyi yetişkine gösterir ve bir nesneye, bir yetişkine bakar. Ortak dikkat kurma sürecinde çocuk yetişkin ile sosyal bir etkileşim içine girer ve yetişkinin bilişinin farkında olduğunu gösterir
c)15 ay civarında yetişkinin inançlarına dair bilgileri vardır
d) 9-18 ay arasında sembolik oyun üretmeye başlarlar; muzu telefon gibi kullanma, küçük bir kutuyu araba gibi sürme gibi davranışlar gösterirler
e)18-30 ay arasında diğer insanların duygularını, düşüncelerini anladıklarını gösteren akli durum sözcüklerini kullanmaya başlarlar
f)İki yaş civarında görme bilmeye neden olur prensibini anlamaya başlarlar. Görme bilmeye neden olur prensibinin ölçümünde bir kap ve kabın içinde bir nesne bulunmaktadır. Kişilerden biri kabın içine bakma, diğeri ise kaba sadece dokunmaktadır. Üç yaşındaki çocuklar hangi kişinin kabın içinde ne olduğunu bileceğini bilmektedirler.
g)4 yaş civarında temel zihin kuramı testleri olan "yanlış inanç testleri" ni geçebilirler
h) 7-9 yaş civarında "2. düzey yanlış inanç testleri" ni geçebilirler
Otizmde Zihin Kuramı:
Sosyal bozulmalar otizmin temel özelliklerinden biridir. Otizmin özellikleri göz önünde bulundurularak, otizmi olan kişilerin başkalarının içsel durumları ve duygusal iletişimler hakkında yetersizlikler yaşamasının kaynağının zihin kuramındaki eksiklikler olabileceği düşünülmüştür. Yapılan araştırmalarda otizmi olan bireylerin önemli ölçüde zihin kuramı eksiklikleri bulunduğu ortaya konmuştur. Normal ve normal üstü zeka düzeyine sahip otizmli bireylerde dahi zihin kuramında ciddi eksiklikler ve bozulmalar bulunmaktadır. Daha önce belirtildiği gibi normal gelişim gösteren çocuklarda zihin okumanın gelişimi bebeklikten itibaren ortaya çıkmakta ve yıllar ile birlikte ilerlemektedir. Otizmi olan çocuklar tipik olarak zihin okuma konusunda ağır bir gecikme sergilemekte ve bu alanda normal gelişim gösteren yaşıtlarının sergilediği beceri düzeyine hiçbir zaman yetişememektedirler. Bu durum çocukların sosyal ve iletişimsel becerilerini önemli ölçüde etkilemektedir. Sosyallik için karşısındaki insanın ne düşündüğünü anlamak çok önemlidir. İletşimde de karşılıklı konuşma başlatma, konuşmayı devam ettirme, konuşmaya uygun konular sağlama konusunda güçlükler yaşamaktadırlar.Bunun yanında sembolik oyundaki gecikmeler, akli durum sözcüklerini kullanmada eksiklikler, karmaşık duyguların nedenlerini anlamada güçlükler, bir hareketin kazara ya da bilinçli yapıldığını anlamada güçlükler, kandırmacaları şakaları, mecazi ifadeleri anlamada güçlükler görülmektedir.

10 Şubat 2013 Pazar

Otizm Tanısı

Çocuğuna otizm tanısı konduğunda birçok aile ne yapacağını bilemeyebilir.

Tanı almak
Ailelerin ilk yaptığı şey ikinci bir doktor görüşü almaktır ki gayet de mantıklıdır. Otizm tanısını konusunda uzman ve deneyimli bir psikiyatrist koymalıdır. Eğer ilk tanı aldığınız uzman bu özelliklere uymuyorsa kesinlikle ikinci bir görüş alın. 

Bilgi almak

İkinci yapılması gereken şey bilgi edinmektir. Otizmde öğrenmeniz gereken çok şey var ve ne kadar çok bilirseniz çocuğunuza o kadar faydalı olursunuz. Otizmin özelliklerinden çocukların eğitimine kadar bir çok şey öğrenmelisiniz. Ancak bu konuda özellikle internette muazzam bir bilgi kirliliği var. Okuduğu bilginin faydalı mı yoksa bilgi kirliliğinden ibaret mi olduğunu anlayamayacak kadar konu hakkında az şey bilen aileler bilgi kaynakları konusunda sıkıntı yaşarlar. 

-deneyimli ailelerden kaynaklar alın
-çalıştığınız uzmanlardan öneriler alın
-bilgi almak için güvenilir kaynakları kullanın

Hizmet almak

Otizmin bilinen tek tedavisi eğitimdir. Bununla birlikte ilerleyen yaşlarda bir takım belirtiler için psikatristiniz ilaç desteği de önerebilir. Özel eğitim sürecinde ise bir çok uzman ile karşılaşırsınız. 

Uzman seçiminde dikkatli olun. Çocuğunuza özel eğitim desteği verecek olan uzman mutlaka özel eğitim konusunda eğitim almış olmalıdır. Üniversitelerde özel eğitim öğretmenleri ve uzmanları yetiştiren bölümler bulunur. Çalışacağınız uzmana eğitim geçmişini sorabilirsiniz. 

Bununla birlikte ilerleyen dönemlerde çocuğunuz ile sadece özel eğitim uzmanları ya da öğretmenleri değil başka alanlardan uzmanlar da çalışacaktır (ana okulu öğretmenleri, sınıf öğretmenleri, müzik öğretmeni vb. gibi). Bu uzmanların otizmli bir çocukla çalışabilecek yeterlilikte bilgiye sahip olduğundan emin olun. Onları yeni bilgiler öğrenmeye teşvik edin. 

Destek almak

Otizmi olan bir çocuğa sahip olmak psikolojik açıdan zorlayıcı olabilir. Mümkün olduğunca destek alın. Yakınlarınızın yardımını isteyin. Gerekiyorsa psikolojik destek alın. Siz ne kadar iyi olursanız çocuğunuza o kadar faydalı olursunuz. Kendinizi geliştirmek, yaşadıklarınız ile baş edebilmek için yeni yollar öğrenin. 




DEHB ve öğretmenler

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite (DEHB) öğretmenlerin çalışmakta en çok zorlandığı gruplardandır. Öğretmenlerin bu konudaki hissiyatları da genellikle karşılıklıdır. DEHB sahibi çocuklar da öğretmenler ile ilişki kurmayı zorlayıcı bulabilirler. Bu durum okuldan ve öğretmenden soğumalarına neden olabilir. Bazı öğretmenler ise bu işin üstesinden daha kolay gelebilir gibi gözükür. Aşağıda DEHB sahibi çocukların öğretmenleri için bazı önerilere yer verdim;


DEHB ile Başarılı Bir Şekilde Çalışabilen Öğretmenler;

 
  • Düzenli ve tutarlıdırlar
  • Yaratıcıdırlar ve problem çözme becerileri gelişmiştir
  • Hoşgörülü ve esnektirler
  • Sınıf içi disiplin, motivasyon konularına hakimdirler
  • Ders anlatımında eğlencelidirler, dersleri monoton değildir
  • Çoklu zeka yaklaşımına göre öğretimlerini düzenleyebilirler
  •  Çocuklara karşı destekçi ve ilgili bir tutum izlerler
  •  Yeni bilgilere ve fikirlere açıktırlar

  • Başarı için olumlu ilişki çok önemli;
Duygularınız ve tepkilerinizi kontrol altına alın
 Tutumunuzu gözden geçirin
 Diğer çocuklara da örnek olun
Olumlu yönlerini ve başarılarını da görün
Ona ve başarılı olacağına inanın ve güvenin
Özel eğitim ile ilgili bilgilerinizi arttırın
Mutlaka bireysel eğitim programı uygulayın

  • Öğrenme İçin;
  •  Farklı öğrenme fırsatları yaratın
  •   Değişik araçlar kullanın
      Ders öncesi veya ders arası fiziksel etkinlik veya hayal kurma etkinliği yaptırın.
      Programını yaparken özellikle verimsiz olduğu ilk ve son saatlere daha hafif konular koymaya gayret gösterin. 



Özel Gereksinimli Bir Bebek

Özel gereksinimli bir bebek sahibi olan aileler için hazırladığımız kitap yayına hazırlanıyor. Kitapta özel gereksinimli bebeğin eve gelişi ve ailenin buna kendini hazırlaması ile ilgili önerilerin yer aldığı bir bölümüm bulunuyor. Kitabı en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım. Öncesinde özel gereksinimli bir bebeğe sahip olan aileler için kısa önerilerimi buradan paylaşmak istiyorum;



Özel gereksinimli bir bebeğin aileye katılması ailenin birçok süreçten geçmesine neden olur. Her aile çocuk sahibi olmaya karar verdiğinde sağlıklı bir bebek isteği ve beklentisi içerisindedir. Özel bir bebeğe sahip olacaklarını veya olduklarını öğrenen aile ise, diğer bebek sahibi olan ailelerden çok daha farklı deneyimler yaşarlar. Şüphesiz ki bu deneyimlerin pek çoğu, özel gereksinimli olmayan bebeğe sahip ailelerin yaşadıkları deneyimlerden daha güç ve sıkıntı vericidir. Ancak aile sorunların üstesinden olabildiğince gelip bebeği kabullenmeye başladığında farklı mutluluklar da yaşar. Aşağıda özel gereksinimli bir bebeğe sahip olan ailelerin karşılaşabileceği belli başlı sorunlar ve bunlara getirilebilecek çözüm önerilerine yer verilmiştir. Bu noktada her bebeğin ve her ailenin farklı olduğu ve kendine has özelliklerinin bulunduğu unutulmamalıdır. 
Ekonomik Güçlükler
Özel gereksinimli bebeklerin doktor, hastane, ilaç, ilerleyen dönemlerde eğitim vb. gibi ihtiyaçları bulunabilir ve aile buna maddi açıdan hazır olmayabilir. Bazı durumlarda çocuğun bakımının sağlanması veya eğitiminin desteklenmesi için eşlerden birinin işini bırakması gerekebilir. Tüm bunlar ek maddi yükler demektir. Özel gereksinimli bebeğe sahip ailelerin maddi açıdan rahat olması başka birçok açıdan da rahat olmalarını sağlayabilir. 
Ekonomik Güçlükler ile Baş etmek
Gereksiz harcamalarınızı olabildiğince azaltın.
Yakın çevrenizden gerektiğinde size destek olacak insanların olup olmadığını gözden geçirin.
 Kendinize bir harcama planı hazırlayın.
Engeli olan bireylere verilen destek hizmetleri için imkanlarınızı gözden geçirin. 
Yaşamdaki Değişiklikler
Bir başka karşılaşılan güçlük, bebeğin gelmesi ile yaşamdaki değişikliklerdir. Bebeğin bakımı için uykusuz kalabilirsiniz. Akşam gezmeleri ya da oturup televizyon izlemek gibi alıştığınız aktivitelerden mahrum kalabilirsiniz.  Bununla birlikte özel gereksinimli bir bebek daha fazla zamana, ilgiye ve bakıma ihtiyaç duyabilir. Sağlık ya da eğitim gereksinimleri için bebeğinize ayırmanız gereken zaman artabilir.

Yaşamdaki değişiklikler ile baş edebilmek için;

-planlı yaşamaya gayret gösterin

-alabildiğiniz kadar destek alın

-pratik çözümler bulmaya gayret edin


Duygusal ve Psikolojik Güçlükler
Son olarak özel gereksinimli bir bebeğe sahip olmanız bazı duygusal ve psikolojik zorlukları beraberinde getirecek ve stres düzeyiniz artacaktır. Normal gelişim gösteren bir bebeğin aileye katılması, ailenin tüm bireyleri için karmaşık duygular ve strese neden olabilir. Sürdürülen hayatın değişmesi ve bebeğin bakımı ile ilgili zorluklar buna katkı sağlar. Özel gereksinimli bir bebek aileye katıldığında ise bu stres ve olumsuz duygular çok daha şiddetli olabilir ve ailenin durumu kabullenmesi ve bu duyguların üstesinden gelmesi daha uzun bir zaman alabilir.

-gerekiyorsa psikolojik destek alın

-güvendiğiniz ve sevdiğiniz insanlarla bir arada olun

-kendinizi ve başkalarını suçlamayın

-stresle baş etmek için spor, nefes teknikleri veya bir hobi gibi yeni yollar öğrenin

-kendinize zaman ayırın


Otizmde Duyusal Farklılıklar

DSM-V ile gündeme gelen otizmde duyusal farklılıklardan bahsetmek istiyorum;

Otizmde bazı duyusal farklılıklar bulunur. Başka bir deyişle otizmi olan bireylerin duyuları olmayanlardan farklı işleyebilir. Duyusal farklılıklar sadece otizme özel değildir. Şizofreni, DEHB vb. gibi durumlarda da görülebilir.
 Otizmdeki duyusal farklılıklar bireyin bütün yaşantısını etkileyecek kadar güçlü olabilir ve oldukça karmaşık şekilde görülebilirler. Bazı otizmi olan çocuklar dönen çamaşır makinelerini izlerken bazıları ışıktan rahatsız olup gözlerini kapatabilir. Bir otizmi olan çocuk sürekli ses çıkarırken diğeri ailesinin bile duymakta zorlandığı sesleri sorun edebilir. Bir çocuk parfümden nefret ederken diğeri oyuncakları, masa-sandalyeyi koklayabilir.

Bildiğiniz üzere beş duyumuz var. Bu beş duyu, normal gelişim gösteren insanlarda belli düzeylerde çalışır. Otizmi olan çocukların duyularında bir farklılık yoktur ancak beyinlerindeki farklılıklar duyuları farklı işlemlemelerine neden olur.

Duyarlılıklar özellikle çocuklar küçükken daha belirgindir. Sonraki yıllarda kaybolmaz ancak şekil değiştirebilir. Çocuklar hasta, yorgun, gergin olduklarında duyarlılıkları daha belirgin olabilir. Bir duyu fazla uyarıldığında veya birden fazla duyu aynı anda fazlaca uyarıldığında yani aşırı duyu yüklemesi olan durumlarda da çocuklar duyusal farklılıkları daha fazla hissedebilirler.

Duyusal farklılıklar az ya da çok duyarlı olmak şeklinde gruplanabilir. Farklı çocuklarda farklı duyarlılık tipleri görülebilir. Örneğin bir çocuk görmeye az duyarlıyken işitmeye çok duyarlı olabilir.

 Otizmi olan çocukların duyusal farklılıkları uzmanlarca değerlendirilmeli ve buna göre müdahale edilmelidir. Yapılan değerlendirmeler ile çocuğun ne tür duyarlılıkları olduğu belirlenmeli ve eğitiminde bu bilgiler kullanılmalıdır.

Otizmin Erken Habercileri


Otizmli çocuklarda gelişim düzeyleri farklıdır. Çocuğun hangi dönemde neler yapması gerektiğini bilmek ve davranışlarını takip etmek gerekir.

Aşağıda otizmin erken habercilerine yer vermeye çalıştım;

-Bebekler 5 ay civarında babıldamaya (bab-bab-ba) başlarlar, otizmi olan bebeklerde bu aşama gecikebilir veya görülmeyebilir.

-6 ay civarında anne-babaya gülümserler, otizmi olan bebeklerde gülümseme gecikebilir

-Bebekler 6-9 ay civarında anlamlı göz kontağı kurarlar, otizmi olan bebekler aileleri ile göz göze gelmekten kaçınabilir ve ilgisiz gibi görünebilirler

-Bebekler sesler çıkardığında anne-baba sesi taklit ederse bebek sesi tekrar çıkaracak ve bunu bir oyuna dönüştürecektir. Otizmi olan bebekler bu oyunlara katılmazlar ya da cee-e oyununa ilgi göstermezler

-10 ay civarında bebekler adlarına tepki verirler, otizmi olan bebeklerde ise bu uzun bir zaman görülmeyebilir

-12 ay civarında birçok bebek işaret eder, el sallar ve konuşmaya başlar(tek tek kelimeler ile), otizmi olan bebekler işaret ederek aile ile ortak bir dikkat kurmaz ve konuşması gecikebilir.

- Bebekler 18 ayda 10-12 kelime söyleyebilir ve 2 yaşında iki kelimelik ifadeler kullanabilirler, otizmi olan bebeklerde kelime sayısı daha az olabilir

-9 ile 18 ay arasında bebekler sembolik oyun üretmeye başlarlar, örneğin bir muzu telefon gibi kulaklarına götürür, bir sopa ile elektrik süpürgesiymiş gibi yerleri süpürebilirler. Otizmi olan bebeklerde sembolik oyun uzun bir zaman görülmeyebilir

-Otizmi olan çocukların duyuları duyarlı olabilir;

-Değişik seslere, dokunulmaya istekli olmayabilirler
-Bazı otizmi olan çocuklar acıyı hissetmez gibi görünebilirler
-Nesnelerin belli bölümlerine odaklanabilirler
-Sallanma, elleri sallama, kendi etrafında dönme gibi tekrarlayıcı davranışlar görülebilir
-Otizmi olan çocuklar alışkanlıklarına çok bağlıdırlar, rutindeki ufak bir değişiklik onları oldukça rahatsız edebilir


Otizmde erken müdahale çok önemlidir. Bu yüzden ailelerin çocukların gösterdikleri davranışları yakından takip etmeleri gerekir. Eğer aile çocuğun gösterdiği davranışlardan şüphelendiyse mutlaka bir uzmana danışmalıdır.

Değişiklikler

Soy adı değişikliği nedeni ile blogumu taşımaya karar verdim. Gerçi epeyce geç oldu ama nihayet oldu. Şimdi yavaş yavaş yeni blogumu oluşturuyorum. Bu arada hayatımdaki değişiklikler ile birlikte yeni blogumda da değişiklikler yapmaya karar verdim. Bu blogda daha az "uzman" olup daha fazla "yaşamın içinden" paylaşımlar yapmak istiyorum. Bu durum aslında genel olarak hayatım için geçerli. Evlenmek, anne olmak, meslek yaşantımın değişmesi olaylara bakış açımı da değiştirdi. Daha az siyah-beyaz ve daha fazla başka renklerden oldum sanırım.