14 Mayıs 2013 Salı

Otizmde Geleceği Görmek Mümkün müdür?


   Çocuklarına otizm tanısı konmuş ailelerin, doğal olarak bir sürü kaygıları ve soruları bulunur. Bunlardan uzmanları en meşgul edeni ise gelecek ile ilgili sorulardır. 2-3 yaşındaki bir çocuğun ailesinden bir çok uzman şu ve benzeri soruları duymuştur; "Okula gidebilecek mi?", "Büyüyünce nasıl bir hayatı olacak?", "Evlenebilecek mi?", "Araba kullanabilir mi?", "Askere gidebilir mi?"...Bu sorular elbette ki aile tarafından sorulması gereken sorulardır. Ancak uzmanların bu sorulara,özellikle yeni tanı almış küçük bir çocuktan bahsediliyorsa, "evet" ya da "hayır" şeklinde yanıt vermemesi gerektiğini bilmeleri gerekir. Kaygıyla uzmanın gözlerinin içine bakan bir anneye, kolaycacık "evet" yanıtını vermek bazen beklentilerin olması gerektiğinden fazla artması ve durum gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı yaşanması ile sonuçlanabilir. Diğer taraftan sert ve net bir "hayır" da bazen çocuğun yapacağı bir sürpriz ile bozulabilir veya anne babanın beklentilerini, olması gerektiğinden daha düşük tutarak çocuğun önüne çıkabilecek fırsatları kaçırması ile sonuçlanabilir. 

Bu sorunun illa ki kısa ve net bir yanıtı olması gerekiyorsa, bu yanıt genellikle, maalesef Türkiye'deki pek çok uzmanın hoşlanmadığı bir yanıt olan "bilmiyorum" yanıtıdır. İşin doğrusu ise bu soruyu kısa yanıtlarla geçiştirmemektir çünkü üç yaşında çocuğunun ehliyet alıp alamayacağını soran bir baba aslında bu soru ile "otizmi bilmiyorum, nasıl ilerlediğini bilmiyorum, haklarımı ve yasaları bilmiyorum, çocuğumun düzeyini bilmiyorum,ne yapmam ve nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum..." demek istiyor olabilir. Bu durumda kısa yanıtlar vermek yerine anne babanın bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi gerekir. 

Otizmli çocuk büyüyünce ne olur?


   Otizmi olan çocukların neler yapıp neler yapamayacağını belirleyen iki önemli etmen çocuğun zeka düzeyi ve otizminin derecesidir. Yüksek zeka düzeyi ve hafif otizm derecelerinde ilerideki yaşantı daha az farklılaşırken tersi durumda yaşam farklılaşacaktır. Bazı yüksek zeka düzeyi ve hafif otizme sahip bireyler yetişkinliklerinde etraflarındaki pek çok birey durumlarını fark etmeyecek kadar az etkilenmiş şekilde yaşayabilir ve bazı otizmi olan bireylerin ise yaşamlarının sonuna kadar yoğun desteğe gereksinimi olabilir. Ayrıca tek belirleyici zeka ve otizmin derecesi de değildir. Çocuğun aldığı eğitim, ailenin ve dolayısıyla çocuğun sahip olduğu imkanlar, çocuğun aldığı destek gibi bir çok etmene göre de çocuğun ilerideki yaşamı şekillenebilir. 

   Otizmde ilerleyişi kestirmek özellikle küçük yaşlarda oldukça zor olabilir. Otizmde, doğası gereği iletişimde zorlanıldığından çocuk yapılan kısa görüşme ve değerlendirmelerde potansiyelini saklamış olabilir. Otizmi olan çocuklar farklı alanlarda farklı performanslar gösterebilirler. Örneğin harekete yönelik becerileri yaşıtları ile aynı düzeyde seyrederken konuşması yaşının oldukça gerisinde olabilir. Bu durum da ilerleyişi kestirmeyi güçleştirir. Bu kadar belirsizlik içinde şu nettir; çocuğun ileride olabildiğince bağımsız yaşayabilmesi için nitelikli bir eğitim alması şarttır. Çocuk eğitim aldıkça, bunun yanında ayrıntılı değerlendirmeler ile bir süreç içinde izlendikçe büyüyünce yapabileceklerine dair olan soruların yanıtını vermek kolaylaşır. Yani bu soruların yanıtı ilelebet "bilmiyorum" değildir. Çocuğun otizmden etkilenmiş alanları, öğrenme hızı, imkanlar vb. gibi etmenler göz önünde bulundurularak çocuğun izlemesi gereken rota belirlenebilir ve gelecek planı yapılabilir.  


2 yorum:

  1. Sevgili Deniz Tekin Ersan,
    Net ve çok soruya yanıt veren yazınız için teşekkürler. Aileler uzmanların sorulara yanıt veremeyeceğini bilse bile, psikolojik durumlarının etkisiyle sorularını yöneltmeye devam ediyorlar. Bu çok normal. Uzmanların ağzından çıkan her kelime önemli ve yıllarca akılda kalıyor. Uzmanların bunu hiç unutmadan, ne karamsar, ne iyimser, açık ve bilmiyorum demeyi bilen yaklaşımları çok önemli.

    YanıtlaSil
  2. karşıyaka psikolog olarak içeriğiniz için teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil